22 Eylül 2015 Salı

Ferhat İle Şirin Aşıklar Müzesi


Amasya; efsanevi asklari ile olumsuzlesen Ferhat ile Sirin’in yasadigi  topraklar olarak bilinmektedir. Sirin’e olan sevdasi ugruna kilometrelerce uzunlukta daglari delerek, suyu getiren Ferhat’in sevdasi hala Amasya’da yasamaktadir. Bu sevdanin isareti olan “Ferhat Su Kanali” binlerce yildir Amasya’nin bagrinda bir gerdanlik gibi durmaktadir.




Husrev - u Sirin, ya da Ferhat ile Sirin adlariyla Iran'li ve Turk divan sairlerince mesnevi biciminde yazilmis olan bu halk oykusu, Orta Asya, Azerbaycan, Iran, Turkiye ve Balkanlar'da ulkelere ve yorelere gore bazi degisIkliklere ugramis olarak yuzyillardir anlatilmaktadir.

Efsaneye gore Ferhat meshur bir nakkastir. Sultan Mehmene Banu, kiz kardesi  Sirin icin yaptirdigi  koskun susleme isini  Ferhat’a verir.  Ferhat koskte calisirken Sirini gorur ve birbirlerine sevdalanirlar. Ferhat Sultan’a  haber salarak Sirin’i istetir. Sultan kiz kardesini vermek istemez. Ferhat’i oyalamak icin, Elma Dagi’ni delip sehre su getirmesini sart kosar. Ferhat Sirin’e olan sevdasinin verdigi askla, daglari delmeye baslar.

Mehmene Banu dagi delip, sehre suyu getirmek uzere olan Ferhat’in yanina yasli dadisini gondererek Sirin’in oldugu haberini ulastirir. Ferhat bu aci haber uzerine elinde tuttugu kulungu havaya atar. Dusen kulunk Ferhat’in basina isabet eder ve Ferhat olur. Ferhat’in aci haberini alan Sirin, korku ve heyecanla olayin gectigi kayaliga gelir. Ferhat’in oldugunu gorunce bu aciya dayanamaz ve kayaliklardan yuvarlanarak, orada can verir. Her iki sevgiliyi can verdikleri kayaliklarda yan yana gomerler.

Derler ki; her bahar iki mezar uzerinde, biri kirmizi biri beyaz iki gul bitermis. Bu iki gul tam birbirine kavusmak uzere iken mezarlarin ortasinda bir karacali cikar, iki gulun kavusmalarini engellermis.

KEREM İLE ASLI
16. yuzyil halk edebiyati efsanelerinden biridir.  Albanya (Kafkasya) , Anadolu, Azerbaycan ve Ermenistan bolgelerinde anlatilmaktadir.

Kerem, halk sairlerinin geleneksel yapisina uygun, duyarli, yalin dille ask deyisleri soyleyen bir ozandir. Gercek adi Mirza Bey'dir. Asli ise bir Ermeni kesisinin kizidir. Gercek adi Kara Sultan'dir (Kendi aralarinda birbirlerini Asli ve Kerem olarak cagirirlar).


Efsaneye gore, o zamanlar yasli bir Isfahan Padisahi, mirasini birakacak bir erkek evladi olmadigi icin uzulmektedir. Padisahin "Kesis" diye hitap ettikleri bir yardimcisi vardir. Kesis padisah icin bir elma agaci diktirtir ve senesinde padisahin herkesi kiskandiracak derecede yakisIkli bir erkek evladi dunyaya gelir. Bu cocuga yigitligi ve mertligi dolayisi ile Kerem  adi verilir. Kesisin de Asli adinda dunyalar guzeli bir kizi vardir. Bu iki genc cocukluklarini beraber gecirirler. Kerem'in Sofu adinda bir arkadasi vardir. Kerem bir gun Sofu’yla gezerken Asli'yla karsilasir. Kerem'in nutku tutulur ve bir daha konusamaz. Bir sure sonra Asli ortadan kaybolur. Kerem Asli'yi bulmak icin yollara duser. Yolda karsisina cikan herkese Asli'yi sorar. Yolda karsilastigi kizlari Asli'ya benzetir. Bir gun Sofu Kerem'in yanina gelir. Kerem'e, Asli'nin baskasiyla evlenecegini soyler. Kerem bunu duyar duymaz Asli'nin evine gider. Asli ile Kerem o gece evlenirler. Kesis dugun sirasinda Kerem'e buyu yapar, dugunden sonra Kerem ile Asli yorgun bir sekilde evlerine donerler. Kerem ustundeki mintani cikarmak icin dugmeleri acar fakar dugmeler tekrar iliklenir. Daha sonra Kerem birkac kez mintani cikarmayi denese de basaramaz. Artik daraldigi icin yorgunluktan bir "ah" ceken Kerem agzindan yayilan atesle yanmaya baslar. Asli Kerem'i sondurmek icin ona su verir fakat bu sefer ates daha da guclenir. Bir kac dakika icinde Kerem yanarak kul olur. Asli’da kahrindan haykirirken saclari Kerem'in kulune degerek tutusur ve O’da yanarak can verir.

LEYLA İLE MECNUN
Leyla ve Kays ilkokul yillarinda birbirlerine asIk olmuslardir. Kisa zamanda her yere yayilan bu aski duyan annesi Leyla’yi okuldan alir ve Kays’la gorusmesini yasaklar. Ayrilik istirabiyla mahvolan Kays halk arasinda Mecnun diye anilmaya baslar. Bu sevda yuzunden collere dusen Mecnun’a bircok kisi Leyla’yi unutmasini soyler; ancak onun icin kainat artik Leyla’dan ibarettir ve hicbir sekilde bu asktan vazgecmez. Hatta dedesi onu bu dertten kurtulmak uzere Allah’a yakarmasi icin Kabe’ye goturur... Ancak o tam tersine derdinin artmasi icin dua eder. "Ya Rab bela-yi ask ile kil asina beni Bir dem bela-yi askdan etme cuda beni." diye. Duasi neticesi aski daha da cogalir ve butun vaktini collerde gecirmeye baslar. Hem Leyla’nin hem Mecnun’un halleri gittikce perisanlasmaktadir. Ailesi Leyla'yi Ibn-i Selam isimli zengin ve itibarli birine verir. Ancak, Leyla kendisini bir perinin sevdigini ve eger kendisine dokunursa ikisinin de mahvolacagini soyleyerek Ibn-i Selam' i kendisinden uzak tutmayi basarir.

Mecnun, colde, Leyla' nin evlendigini arkadasi Zeyd' den isitince cok uzulur. Leyla' ya bir sitem mektubu gonderir. Leyla’da durumunu bir mektupla Mecnun' a anlatir. Kendisini anlamadigindan dolayi o da sitem eder.Bir sure sonra Mecnun'un ahi tutarak Ibn-i Selam olur.

Artik Mecnun’un dunyayla butun baglantisi kesilir ve sadece ruhuyla yasar hale gelir O, colde ahular, ceylanlar ve kuslarla arkadaslik etmektedir ve mecazi asktan ilahi aska yukselmistir. Leyla’nin ise vucudu da dahil olmak uzere butun maddi varliklarla iliskisi bitmistir.

Bir gun Leyla colde Mecnu’nu bulur ama Mecnun onu tanimaz ve “Leyla benim icimdedir, sen kimsin?” der. Leyla, Mecnunun ulastigi mertebeyi anlar ve evine geri doner ve uzerinden fazla zaman gecmeden Leyla hayata gozlerini yumar... Mecnun bir gun Leyla' nin olum haberini ogrenir. Gelip mezarini kucaklar, aglayip inler; "Ya Rab mana cism u can gerekmez Canansuz cihan gerekmez." der, kabri kucaklayarak olur.

Bir muddet sonra Mecnun' un sadik arkadasi Zeyd Ruyasinda, Cennet bahcelerinde birbiriyle bulusmus iki mesut sevgili gorur. Bunlar kimdir? diye meleklere sorunca, derler ki: "Bunlar Mecnun ile onun vefali sevgilisi Leyla' dir. Ask yoluna girip temiz oldukleri, asklarini dunya hevesleriyle kirletmedikleri icin burada bulustular." derler.

Bu mesnevide Fuzuli, dunyevi aski bir basamak olarak kullanip onun ustunden maddeden ayrilip tamamen ruha ait olan ilahi aski anlatir.




Kaynak:Amasya Belediyesi
Türkiye Tanıtım SosyalHavuzBlog

0 yorum:

Yorum Gönder